Marmaris

MARMARİS

Marmaris Türkiye’nin en popüler tatil merkezlerinden birisidir. Özel araçla gidiyorsanız çamlar arasından Marmaris’e doğru inen yolda “İşte Marmaris” yazılı tabelayı görünce bir mola verip kenti kuşbakışı seyredebilirsiniz. Son 15 yılda çok hızlı bir yapılaşma yaşandı ama yine de güzel görünür kent, bu noktadan.

Marmaris yaz aylarında 100.00’i bulan şehir içi nüfusuyla artık devasa bir tatil şehri durumundadır.  Her bütçeye uygun otel bulmak mümkündür. Yüzlerce lokanta, cafe, eğlence yeri açılmıştır.

Onca yapılaşmaya rağmen, yapılan çevre düzenlemeleri ve arıtma sistemleri sayesinde kent içindeki plajlardan denize girilebilen ender kentlerimizdendir. Daha temiz deniz, daha boş sahiller arayanlar için karadan ya da tekne turlarıyla ulaşılabilen koyları vardır. Su ve doğa sporları meraklılarına, oteller ve seyahat acentaları çok çeşitli seçenekler sunar.

Kent merkezindeki en önemli tarihi yapı Kale’dir. Kale ilk kez İonialılar tarafından yapılmıştı. Bugünkü kale 1522’de Osmanlılar tarafından yapılmış olandır. Kale, 1914 yılında bir Fransız savaş gemisinden atılan top ateşi sonucu büyük zarar görmüş. Cumhuriyet döneminde kale yerleşime açılmış ve 18 konut, çeşme yapılmış. 1980-90 Yılları arasında restore edilen Kale’nin içinde bugün müze yer almaktadır. Kalenin girişi doğrudan bahçeye açılıyor. Avlunun iki yanından surlara merdivenlerle çıkılıyor. Surlardan çevreyi izlemeli. Kapalı mekanlardan ikisi arkeoloji müzesi olarak düzenlenmiş. Bahçede ve bu iki salonda bölgedeki kazılardan elde edilen eserler, amphoralar, Knidos, Burgaz, Hisarönü kazılarından elde edilen pişmiş toprak, cam eserler, sikke ve süs eşyaları sergileniyor. Galerilerden biri Türk Evi olarak düzenlenmiş etnografya salonu, bir diğeri de kale komutanının odasıdır.

Kentteki diğer bir Osmanlı yapısı da Hafza Sultan Kervansarayı’dır. 1545 Yılında yapıldığı üzerindeki yazıtta belirtilmiştir. Üzeri kemerlerle örtülü Kervansaray, kaleye çıkan dar ve basamaklı sokağın hemen girişindedir. Kervansaray’ın 7 küçük ve bir büyük odası günümüzde turistik eşya ve hediyelik satan dükkanlara tahsis edilmiş.

Çarşı içindeki Tarihi Bedesten ise, eskiden olduğu gibi bugün de alışveriş merkezi olma özelliğini sürdürüyor. Alışverişi yapanlar ve satılan ürünler değişmiş sadece, her şey turistik olmuş.

Marmaris yakın çevresinde Osmanlı dönemine tarihlenen başka eserler de var. Kemeraltı Mahallesi’ndeki İbrahim Ağa Camisi 1789’da, Muğla yolunun 10. Km’sindeki Taşhan ve Kemerli Köprü ise 1552’de yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferine çıkmadan önce ziyaret ettiği kehanetleriyle ünlü Sarıana’nın türbesi aynı adlı mahallededir. Rivayete göre Rodos seferine hazırlanan koca Osmanlı ordusunun bütün askerleri Sarıana’nın tek ineğinin sütüyle kahvaltı yapmış.

İSKELE VE YAT LİMANI ÇEVRESİNDE

Marmaris Netsel Marinası Güney Ege’nin en büyük ve modern marinasıdır. Net Holding tarafından işletilen marinada, yatlara her türlü servis verilmektedir. Marina ile çarşı arasındaki rıhtıma ise Mavi Yolculuk ve günübirlik gezi tekneleri bağlanırlar.

Yat limanından Venedik deresini takip ederek içeri yöneldiğinizde barlar sokağına çıkacaksınız. Her türlü müzik zevkine hitap eden barlar sağlı sollu bu sokakta sıralanır.

Çoğu eski Marmaris evlerinin restorasyonuyla dönüştürülmüştür bugünkü işlevlerine. Yüksek duvarlarla çevrili eğlence kompleksleri de açılmıştır bu bölgede son yıllarda. Eğlence sabahın ilk ışıklarına kadar sürer.

Rıhtım boyunca sıralanan bar ve lokantalar ise günbatımı öncesinde dolmaya başlar. Rıhtıma paralel ve dik inen sokaklar Marmaris’in gece yaşamının en renkli noktasını oluştururlar. Müziğin ve eğlencenin her türü vardır.

Eski kent devasa bir alışveriş merkezi gibidir. Araç trafiğine kapalı, üstü tentelerle örtülü sokaklara sıralanmış dükkanlar ve tezgahlar çok renkli bir görüntü oluştururlar. Alışveriş niyetiniz olmasa bile, bu sokaklarda dolaşmaktan keyif alacaksınız.

PAZAR YERLERİ

Marmaris’in her yanı çarşı pazar ama, Köylü Pazarı arayanlar Marmaris merkezinde her Cuma eski garajın olduğu yere gitmeliler. İçmeler’de her Çarşamba, Beldibi’nde ise her Pazar kuruluyor. Marmaris’in ünlü çam balı, yöresel el işi halı-kilim ürünleri, her çeşit baharat ve şifalı otlar, hediyelikler satılıyor pazar yerlerinde.

İçmeler’de ayrıca her gün sokak pazarları da açılır. Sanat ürünlerinden ayakkabı ve giyim eşyalarına kadar her şey vardır tezgahlarda.

GÜNNÜCEK, YALANCI BOĞAZI VE CENNET ADASI (NIMARA)

Marmaris’in yaz sıcağından bunalırsanız Netsel Marina’yı geçip Yalancı Boğazı yoluna girip, Günnücek piknik alanına gidebilirsiniz. Parfümcülükte kullanılan sığla yağının sağlandığı günlük ağaçları arasında yazın suyu çok azalan bir dere de bulunmaktadır.. Piknik alanı orman idaresi tarafından düzenlenmiştir. Plaj ve kamp alanından yararlanabilirsiniz.

Marmaris’ten bakınca boğaz gibi görünen ve halk arasında Yalancı Boğazı olarak tanımlanan doğal set, Nimara Yarımadasını (Cennet adası) karaya bağlar. Bu set geçmiş yıllarda Yat Limanı olmuştur. Marmaris’in diğer marinaları ve çekek yerleri buradadır.

Cennet adası (Nimara yarımadası) Marmaris’in karşısında boylu boyunca uzanır. Yarımada günübirlik teknelerin uğrak yerlerinden birisidir.

Ama dilerseniz, kent merkezine 8 km uzaklıktaki Yalancı Boğazı’na kadar minibüs ya da aracınızla gidip yürüyerek Cennet Adası’na çıkabilirsiniz. Patika yollar kent kalabalığından uzakta ve doğayla başbaşa ideal bir yürüyüş güzergahı oluşturur. Manzara çok güzeldir. Marmaris’ten kalkan teknelerin uğradığı iskele çevresinde çardak lokantalar ve cafeler vardır.

TARİHTE MARMARİS

Marmaris’in eski adı Physkos. Karia’nın liman kenti olarak gelişmişti. Antik kentten günümüze çok şey ulaşamadı, kimi kalıntıları kuzeydeki Asartepe’de görebilirsiniz. Ama bu kalıntılar çok azdır ve ancak arkeologları ilgilendirebilecek durumdadır.

Bilinen tarihi M.Ö.900’lere kadar uzanan kent, Hellenistik dönemde belli bir süre için Seleukos egemenliğine, sonra sırasıyla Roma, Bizans,13.y,yılda Menteşoğulları egemenliğine girmiş. Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman 1522’de fethediyor bu bölgeyi. Buradan da Rodos’a sefer düzenliyor ve aynı yıl ele geçiriyor. Marmaris’e,Osmanlılar döneminde Mimaras adı verilmiş, daha sonra Mermeris adıyla anılmış ve nihayet Marmaris adını almış.

Marmaris 1919-1921 arası kısa bir süre İtalyanların kontrolüne giriyor, ardından Cumhuriyet döneminde 80’li yıllara kadar balıkçı ve süngerci kasabası hüviyetinde kalıyor.

Marmaris ilçe sınırları içinde yer alan diğer antik kentler ise şöyle sıralanabilir:

Amos(Hisarönü-Turunç), Bybassos(Hisarönü), Kastabos (Hisarönü), Syma(Bayır köyü), Larymna(Bozburun), Thyssanos(Söğüt), Phoinix(Taşlıca), Loryma(Bozukkale), Kasara(Serçe limanı), Kedrai(Sedir adası), Euthena ve Amnistos(Karacasöğüt).

Physkos dahil tüm kentler, küçük Karia kentleri. Kedrai daha gelişkince. Ama diğerlerinin neredeyse tamamından bugüne ulaşan kalıntılar kale ve sur parçalarından öteye geçmiyor. (Ayrıntısı için sayfalara bakınız)

ARMUTALAN

Marmaris’in hemen yanı başında, yeni otel, lokanta, eğlence yerleriyle gelişen turizm merkezidir Armutalan. Camiavlu Şelalesi, beldenin Camiavlu mevkiinde, bir orman yolunun paralelinde hiç ummadığınız anda çıkar karşınıza. Yürüyüş ve bisiklet binmek için uygun parkurlara sahiptir bu bölge.

İÇMELER

Marmaris’in eğlencesinden yararlanıp ta gün içini ve uyuma saatlerini daha sakin geçirmek isteyenler için hemen yakında ayrı bir turizm merkezi olarak gelişen bir yer var: İçmeler. Çok sayıda otel bulunmasına rağmen, yapılan çevre düzenlemesiyle yeşili ve çiçeği bol, yürüyüş yolları geniş, plajı her zaman temiz bir beldedir İçmeler. Beldenin girişindeki park botanik bahçesi gibidir. Parkın hemen arkasında yer alan Sanat Sokağı geleneksel el sanatlarından Marmaris’li ressamların resimlerine kadar pek çok sergiyi barındırır.

İçmeler’i ortadan kesen dere yapılan düzenlemeyle beldeye güzel bir hava katmıştır. Derenin iki yakası hediyelik eşya satıcıları, elişi sergileriyle renkli ve canlıdır.

Yeme, içme ve eğlence açısından da çok zengin seçeneklere sahiptir, İçmeler. Daha fazlasını isteyenler için Marmaris bir kaç adım ötededir. Marmaris – İçmeler arasında çok sık taşıt bulunuyor.

İçmeler’in eskiden şifalı içmeleri varmış, şimdi boşuna aramayın ve pet şişedeki sularla yetinin. İçmeler plajı denize girmek ve su sporundan yararlanmak için uygundur. Parkın arkasında açılan Su parkı özellikle çocuklu ailelerin büyük ilgisini çeker.

Aşırı yapılaşmaya ve kalabalığa rağmen plajı ve deniz suyu temiz kalabilmiş. Ama daha temiz deniz ve daha az kalabalık isterseniz, tekne turlarına katılıp çevre koylara gitmelisiniz.

Modern ile geleneksel yapı İçmeler’de bir aradadır. Sahilin hemen arkasında, yürüme mesafesindeki Köyiçi ve daha ilerideki kanyonun girişindeki tesisler doğa ve eski köy yaşamı tutkunları içindir.

ÇEVREYE TEKNE TURLARI

Marmaris’te günü geçirmenin en keyifli yollarından biri, tekne turlarına katılmaktır. Çarşı içinde ana İskele’den ve Marmaris’in değişik yerlerinden kalkan irili ufaklı yüzlerce tekne her gün tıka basa doluyor ve çevredeki adalara, koylara günübirlik turlar düzenliyor. Marmaris’in karşısındaki Yıldız Adası (Nimara), Turunç, Kumlubük, Çiftlik, Fosforlu mağara en popüler uğrak yerleri arasında. Geceleri de “mehtap turları” düzenleniyor. Kimi tekneler uğranılan yerlerde lokantalarla anlaşıyor, kimileri de teknede yemek servisi veriyor. Teknede eğlence de unutulmuyor.

Marmaris’ten daha uzun günübirlik turlar da düzenleniyor. Devasa teknelerle yapılan bu turların uğrak yerleri arasında Ekincik ve Dalyan da bulunuyor.

Marmaris’ten Günübirlik bir alternatif:Rodos

Marmaris’e gelmişken, bir gününüzü Rodos’a ayırabilirsiniz. Artık günübirlik gidiş kolaylaştı. Yurtdışı çıkış harcı ödenmesi de gerekmiyor.

Yazın her gün Marmaris Marina’dan Rodos’a “hidrofil” tekneler çalışıyor. Saat 10.00’da peşpeşe hareket eden ve Yunanlılar tarafından işletilen tekneler 1.5 saatte Rodos’a ulaşıyorlar. Ayrıca Yeşil Marmaris tarafından işletilen iki katamaran tekne ve Cuma günleri de feribot gidip geliyor.

Seyahat acentalarının günübirlik Rodos turlarına da katılabilirsiniz.
Rodos’ta kalacağınız 5-6 saatte neler mi yapabilir?
Liman’dan yürüyerek de ulaşılabilecek uzaklıktaki “eski şehir” en az 3-4 saatinizi alacaktır.
Surlarla çevrili tarihi şehirde görülmeye değer yerler ise şöyle sıralanabilir:
Tarihi şehre Girişi St. Paul ya da Özgürlük (Freedom) Kapısı’ndan yapabilirsiniz)
Aphrodite Tapınağı, Arkeoloji Müzesi (Rodos Müzesi), Grand Master’s Sarayı.
Tarihi şehirde Türk döneminden kalan eserler de var. Bunlar arasında Süleyman Camii, Ağa Camii, İbrahim Paşa Camii bulunuyor.

Tarihi şehrin her yanı bir alışveriş merkezi aynı zamanda. Küçüklü büyüklü her türlü hediyelik eşya satın alınabilir. Yorulduğunuzda ya da sıcaktan bunaldığınızda nefes alınabilecek adım başı bahçe ve cafeler var. Rodos mutfağı, Türk mutfağı ile büyük benzerlikler taşıyor. Musakka en popüler olanı. Ama bizim musakkayla ilgisi yok. Fiyatların Türkiye’nin %50 yukarısında olduğunu not edelim.

Eğer zamanınız kalırsa, yeni şehre taksiyle ya da yürüyerek gidebilirsiniz. Bu arada bir hatırlatma: Taksi çok ucuz. Marmaris’e göre neredeyse yarı yarıya. Yeni şehirde Yeni Pazar kenarına sıralanmış cafeler, hemen karşısında Mandraki Limanı ve limanın mendireği üzerindeki üç rüzgar değirmeni, Grand Master Sarayı’nın yeni şehir tarafındaki bahçesi ilginizi çekecektir.

Eğer gece kalmayı düşünürseniz, yeni şehrin Marmaris’e bakan doğu kesiminde çok sayıda otel bulacaksınız. Gece eğlencesinin odak noktası olan tavernalar da yeni şehirdedir

Karacasöğüt’te, şelale, mağara ve antik yerleşimler

Marmaris-Muğla yolunun 11. km’sindeki Karacasöğüt yol ayrımından sapıp çamlar arasında uzanan yol izlendiğinde eşsiz Gökova sahillerine ulaşılıyor.

Karaca ve Söğüt limanları, mavi yolculuk teknelerinin önemli uğrak yerlerinden biri. Önceki yıllarda meydana gelen ve geniş bir alanı tahrip eden yangının izlerine rağmen hala gözde.

Söğüt Şelalesi ve Karacain Mağarası için Karacasöğüt’ten Okluk koyuna giderken 2-3 km sonra sağa ayrılmak gerekiyor. Tabela olmadığı için yöredeki köylülere sorun. Şelale 25 m’den dökülüyor. Altında doğal havuzu var.

Somalıkaya Düdeni ve Suçıktı mağarası adlarıyla iki bölümlü mağaranın Somalıkaya düdeninin ana giriş noktalarından biri de burada. Mağaraya inişte yanınızda şişme bot olmalı. Galerilerde ancak botla ilerlemek mümkün. Bu bölüm 421 metre uzunluk ve 15.5 metre derinliğe sahip mağaranın 342 m’lik bölümü aktif ve 2 gölü barındırıyor. Amatör gezginler mağaraya rehber eşliğinde girmeli ve 10 metreden fazla da uzaklaşılmamalı.

Somalıkaya Düdeninin 1 km batısında yer alan Suçıktı mağarasının ise ancak 1 km uzunluktaki bölümü keşfedilebilmiş mağaracılar tarafından. Mağara ve şelalenin bulunduğu alan SİT alanı ilan edilmiş. Turizme açılmasına yönelik çalışmalar da sürüyor.

Söğüt köyünün yaklaşık 2 km güneydoğusunda Altınsivrisi tepesinde Euthena antik kent kalıntıları var. Denizden yüksekliği 700 metre olan tepeye çıkmayı göze alanların Karaca köyü Ovacık mahallesine gelmeleri, dar ve dik patikayı izleyerek tırmanmaları gerekiyor. Çevreyi bilmeyenler patika için köylülerden yardım istemeli. Tepeye yaklaştıkça kent nekropolisi, biraz yukarılarda çeşitli sur kalıntıları, kaya mezarları ve sarnıçlarla karşılaşılacaktır. Tepede ise antik dönem tapınağı kalıntıları yanında orman gözetleme görevlisinin kulubesi vardır. Şansınız varsa bir yorgunluk çayı sizi bekliyor olabilir.

Euthena’nın antik dönemde Rodos’a bağlı bir kentcik olduğu tahmin ediliyor.

Söğüt yakınlarında bir başka antik kent daha var. Amnistos antik kenti kalıntıları köyün yakınındaki bir burun üzerinde. Kentten bugüne sur kalıntıları, deniz kıyısında eski liman duvarı ulaşmış.

Gökova Körfezinde Karadan “Mavi Yolculuk”

Gökova Körfezi, mavi yolculuğun en çok tercih edilen güzergahıdır. Bu güzergahın en keyifli koyları da Karacasöğüt ile Bördübet koyu arasında uzanır. Bu koylar sırasıyla Karacasöğüt, Okluk koyu (Cumhurbaşkanı Özal zamanında yapılan ve şimdi de kullanılan yazlık konutun bulunduğu koy girişi halka kapalıdır), İngiliz limanı, Löngöz, Yedi Adalar, Gücük limanı ve Bördübed koyudur. Bu koylar arasında irili ufaklı başka koylar da vardır ama ulaşım yoktur. Aracınızın altı alçak değilse ya da arazi aracınız varsa bu toprak yol boyunca ilerlemeyi deneyin. Marmaris’te cip safari turları düzenleyen seyahat acentalarının güzergahlarından biri de bu koyları birbirine bağlayan toprak yoldur.

İngiliz limanı durak noktalarınızdan biridir ve kıyıya kadar inen çam ağaçlarının arasında saklanmış dünya güzeli bir koydur. Ünlü deniz gezgini Sadun Boro’nun bu muhteşem doğal güzelliğin korunması için yazdıklarını orada okuyacaksınız.

İgiliz limanında teknelere servis veren lokantalar bulunuyor.

Teknelerin en çok ilgi gösterdikleri koylar arasında bulunan Löngöz de Ali Baba’nın çardağı çadır kurup kamp yapmak için elverişlidir. Yaprak sarma, salata, patates tava, odun ateşinde balık ve soğuk meşrubat ısmarlayabilirsiniz.

Yediadalar’da ise Kambur Kemal’in yeri var. Ama burada yemek yeme imkanı yok. Eğer zamanıysa Frenk incirinin tadına bakılabilir. Ayın Koyundaki Defneli Şimşek restoranda canlı balık, ızgara çeşitlerini denemeniz öneriliyor.

Bördübet koyunda Amazon kamping son durağınız. Ondan sonra ya aynı yoldan geri dönecek, ya da Marmaris-Datça yoluna çıkacaksınız.

SEDİR ADASI – KEDRAİ

Marmaris-Muğla yolunun 12. km’sinden yine sola ayrılan yol, 6 km sonra Gökova körfezi’nin bir başka noktasına, Çamlı İskelesi’ne ulaştırır sizi. Çamlı İskelesi’nden doldukça kalkan tekneler Sedir Adası’na gidiyorlar.

Sedir Adası antik Kedrai antik kenti ve ünlü Kleopatra Plajı ile tanınıyor. Kedrai bir Karia kenti. Sonra Rodos devletine bağlandı.

Kedrai sedirler anlamına geliyor. Özellikle gemi omurgası yatırmada kullanılan dayanıklı ağaç sedirin adada varlığı bilinmemesine karşın, eski Yunanca’daki anlamı budur. Rodos Karşıyakası’nın en önemli yerleşimlerinden biri olan Kedrai, surlarla kuşatılmıştı. Kule ve duvarları kıyıda izelenebilen kentin orta kesiminde Dor düzeninde Apollon tapınağı bulunur. Tapınaktan bugüne ancak temelleri ulaşabilmiş.

Agora, çeşitli yapı kalıntıları ve kent nekropolisinin yanı sıra, adanın doğu kesiminde ise yüzü kuzeye bakan ve oldukça iyi durumda tiyatrosu vardır. Knidos gibi büyük kentleşmeleri saymazsak, Rodos Karşıyakası olarak adlandırılan Marmaris-Bozburun yöresinde, ilkçağ yerleşimlerinin ancak üçünde tiyatro görülür.

Atina ile Isparta arasında süren Peloponnessos Savaşları sırasında kente, İ.Ö. 405 yılında, Atina yandaşı olması yüzünden saldıran Ispartalı general Lysander, adayı elegeçirmiş ve halkını köleleştirmiştir. Tarihçi Ksenophon bu olayı ayrıntıları ile bildirirken bir yandan da ada halkının yarı barbar olduğunu söyler.

Adanın altın sarısı kumlarından öykülenen Kleopatra ile ilintili anlatım vardır. En yaygın anlatılanı da kumların Mısır Kraliçesi Kleopatra ile sevgilisi Roma’lı Komutan Antonius’un adada buluşmaları için Mısır’dan gemilerle getirildiği şeklindedir.

Adanın kuzey kıyısındaki kumlar, özel biçimde oluşan kalker damlacıklarıdır ve Ege ve Akdeniz’de Sedir dışında sadece Girit Adası’nda görülürr. Ne yazık ki bu kumlar yeterince korunmuyor ve yağmalanıyor. Çok özel jeolojik oluşumlar sonucu ortaya çıkan kumlar giderek azalıyor.

Buna rağmen, Kleopatra plajı nın altın sarısı kumu ve mavinin farklı tonlarını bir arada yansıtan denizi ile ziyaretçileri ilgisini çekmeyi sürdürüyor.Tekneler Çamlı iskelesine öğleden sonra saat 4-5 arası dönüyorlar.

TURUNÇ

“Turunç Marmaris’in 47 köyünden biri,” diye yazarsak yanlışlık yapmış olmayız da haksızlık yapmış oluruz.

Turunç’a otobüsle veya kendi aracınızla karayoluyla gidiyorsanız çamlar arasında uzanan virajlı bir yoldan gideceksiniz. İçmeler’i geçtikten sonra tırmanış başlıyor. Eğer sürücü koltuğundaysanız çevrenin ve Marmaris Körfezinin güzelliğine dalıp gitmeyin, virajlara dikkat edin. 20 km’lik asfalt yolu ralli meraklısı değilseniz yarım saatte alabilirsiniz. Ama isterseniz deniz yoluyla gidin, 15 millik bir yol.

Nasıl giderseniz gidin ama Turunç’a mutlaka gidin. Marmaris’te konaklıyorsanız bir gününüzü ayırıp, Marmaris’in büyük kenti unutturmayan ortamından çıkın. Ya da Marmaris’ten geçip gidin de Turunç’ta kalın. Yokuşlar, inişler, virajlar ve hep yanı başınızda olan çamlar arasından giderken ansızın karşınıza çıkıverecek Turunç. Aşağıda sanki özel olarak mavinin özel bir tonuyla boyanmış gibi bir deniz. Çivit mavisi, cam mavisi, gökyüzünün denize düşmüş mavisi, mavinin her tonu denizde.

Etrafı çamlarla süslü yüksek tepelerle çevrili, tepelerden bir serinlik düşüyor sahile, güneş her zaman parlak ama sıcak bunaltıcı değil. Narlar, dutlar, erikler ve tabii turunçlar… Sahi neden Turunç’ta daha çok turunç yok? Ama sardunyalar her yerde, zakkumlar, begonviller her yerde.

Turunç mavi yolculuğa çıkan teknelerin vazgeçilmez uğraklarından birisidir. Akşam olunca koyda demirlemiş teknelerden, sahildeki lokantalardan şarkılar yükselir. Ha, unutmadan, Turunç koyunda şimdi “Mavi Bayrak” dalgalanıyor. Mavi Bayrak suyu, kumu ve çevresi temiz, yatlar için gerekli altyapıya sahip koylara, uluslararası bir örgüt tarafından çekiliyor.

Turunç’ta denizin ve güneşin dışında seçenekler de var. Doğa yürüyüşü yapmak, jeep-safari turlarına katılmak isteyenler elverişli güzergahlar bulacaklardır. Dalma merakınız varsa en maceralı dalışları burada yapabilirsiniz.

İhtiyacınız olan her türlü malzemeyi kiralayabilirsiniz, isterseniz eğitim de veriyorlar.

Su sporları için koyda hizmet veren işletmeciler var. Su kayağı, banana ve parasailing (paraşüt) yapabilirsiniz. Çevre koylara yapılan günübirlik tekne turlarına katılabilirsiniz. Gezide Kumlubük, Çiftlik’e uğrayın.

KUMLUBÜK

Kumlubük güzel plajı yanında balıkçı lokantaları ve ille de Hollandalı Ahmet’in yeri ile ünlüdür.

Bölgenin en iyi deniz mahsullerinin bulunduğu ve kıvamında pişirilip servis yapıldığı Hollandalı Ahmet’in telefonu 476 72 42-476 72 59. Balık fiyatlarını önceden sorup öğrenin.

Kumlubük’e Turunç’tan karayolu da var. Toprak yol, Turunç Otel’in hemen arkasından geçiyor. Manzara etkileyici.

Turunç’ta bir sabahınızı ya da akşam üzerini Amos antik kentine yapacağınız yürüyüşe ayırın. Turunç’tan yürüyerek 1 saatte Kumlubük’ten ise yarım saatte ulaşabileceğiniz Amos, antik çağın önemli kentlerinden biriydi ama günümüze çok fazla şey kalmadı. Hisar Burnu diye bilinen ve bir yanında küçük çakıllı bir koy, diğer yanında Kumlubük sahilinin uzandığı tepedeki dar ve uzun düzlükte tiyatro ve kent surlarını görebilirsiniz.

Kentin nekropolisi ise kuzeydeki küçük koyun yamaçlarına doğru yayılmıştır. Ama kalıntılardan çok ayağınızın altında gözalabildiğine uzanan manzaradan etkileneceksiniz.

nasil gidilir?

Turunç’tan Marmaris 21 km. Virajlı, çıkışlı-inişli, asfalt zeminli ve çamlar arasında süren güzel bir yolla ulaşılıyor. Düzenli minibüs seferi var. Deniz yoluyla da ulaşılabilir.

Marmaris’in kalabalığından sıkıldığınız bir başka gün, Marmaris’in güneybatısına, Bozburun’a doğru bir gezi yapabilirsiniz.

Durak noktalarınız, Bayırköy, Çiftlik, Orhaniye, Selimiye, Bozburun ve Söğüt olacak.

Bayır dışında hepsine denizden tekneyle de gidilebiliyor. Ama denizden yolculuk için en az üç gün ayırmalısınız. Orhaniye, Selimiye ve Bozburun’a Datça yolundan ve Hisarönü üzerinden de gidilebiliyor. Ama biz Bayır üzerinden gitmeyi tercih edeceğiz.

Marmaris’ten çıkıp İçmeler’i geçiyor ve Turunç yoluna giriyoruz. Dar asfalt yol bir süre keskin virajlarla tırmanıyor. Kısa bir düzlük ardından Turunç yolundan ayrılıyor ve Bozburun’a yöneliyor. Çam ormanının serinliğinde küçük yerleşimlerin arasından geçip yaklaşık yarım saat sonra Bayır’a ulaşılıyor.

BAYIR

Bayır Köyü son yıllarda jiplerle yapılan “safari” turlarının gözde durak noktası oldu. Mola verip, köy meydanındaki dev boyutlu tarihi çınar ağacının altındaki açık kahvelerden birinde bir çay ya da köpüklü ayran içmeyi unutmayın. Hikmeti neredendir bilinmez ama kocamış çınarın etrafında bir tur atmanın ömrü uzattığı söylenir. Bayırlılar bunu çınarın künyesine yazıp asmışlar.

Bayır köyünün antik Syrna kentinin üzerinde kurulduğu, şimdi caminin bulunduğu alanda sağlık tanrısı Asklepios’a adanmış bir tapınağın bulunduğu iddia ediliyor. Tapınaktan bugüne ulaşan hemen hiç bir iz kalmamış. Syrna kentinin akropolisi köyün 2 km kuzeydoğusunda Yancağız Tepesi üzerindedir. Akropolise Bayır’dan bugün de kullanılan antik taşlı yol izlenerek gidilebilir. Tırmanış yaklaşık yarım saat sürer. Akropoliste kent surlarının bir bölümü, mezar kapak taşları ve yapı kalıntıları görülecektir.

Bayır’dan sonra yol ikiye ayrılıyor. Biri sağdan Turgut Köyü’ne iniyor. Diğeri de Bozburun’a yöneliyor.

Biz önce Bozburun yoluna girip, yaklaşık 1 km sonra Çiftlikköy’e sapacağız. Turgut üzerinden Orhaniye ve Selimiye’ye inişi sonraya bırakıyoruz.

ÇİFTLİK

Bayır’dan yukarıya Söğüt’e yönelen asfalt yol üzerinde yaklaşık 1 km sonra Çiftlik ayrımını kaçırmamaya dikkat edin. Belli belirsiz bir tabela var.

Ayrımdan sonra kısa bir düzlük ardından Çiftlik koyuna doğru iniş başlıyor. Bir yanda Çiftlik koyu, arkanıza döndüğünüzde ise Hisarönü körfezini göreceğiniz bu noktada bir süre dinlenip, temiz dağ havasını ciğerlerinize doldurun. Her taraf çepeçevre çam ormanı.

Çiftliğe biraz virajlı bir yolla iniliyor. 15 dakika sonra kumsaldasınız. Çiftlik koyunun iri kumlu plajı ilgi görüyor. Marmaris ve çevre koylarda böyle plaj çok az. Denizin her zaman pırıl pırıl olduğunu da eklemekte yarar var. Bırakın kendinizi serin suya. Uzun uzun yüzün ve sonra uzanın kumlara.

Koyu çepeçevre saran kumsal Marmaris’ten gelen günübirlik teknelerin konakladıkları öğle saatleri dışında pek kalabalık sayılmaz.

Ama her şeye rağmen o eski sakinliği de kalmadı Çiftlik koyunun.

Bir tatil sitesi, biri büyük iki otel, koyda su sporları yapmaya imkan veren bir işletme, henüz sadece lokanta ve eğlence üniteleri yapılmış bir tatil köyü ve sahilde çardak lokantalarının müşteri yoğunluğu hissediliyor artık.

Çiftlik koyunun girişinde küçük bir ada var. Ada özel mülkiyette ve izin alınmadan girilemiyor.

Koyun iki yanındaki kayalıkların dalmak için uygun olduğunu ama artık zıpkınla avlanacak balık bulmanın çok zor olduğunu not edelim.

Dalmak için tekneyle Çiftliğin hemen yanıbaşındaki Gebekse koyuna da gidilebilir. Bu koyun uç noktasında, kumsalda tarihi kalıntılar göreceksiniz. Gebekse kalıntılarının bir kiliseye ait olduğu sanılıyor.

Gebekse koyu, mavi yolculuk teknelerinin başlıca uğrak yerleri arasındadır. Az sayıda günübirlik tekne de uğruyor. Küçük bir kumsalı, bir çardak lokantası vardır. Deniz gözlüğüyle dalıp su altının binbir rengini seyretmekten büyük keyif alacaksınız.

ŞELALE

Tekrar Bayırköy’e dönüyoruz. Bu defa aşağıya, Turgut köyüne yöneliyoruz.

Bayır’dan 5,5 km sonra sağda “Şelale” tabelasını göreceksiniz. Yoldan 200 m içerideki “şelale” mevkiine toprak yolla araçla gitmek mümkün. “Şelale”, bildiğimiz o ulu şelalelerden değil. Vadi boyunca sık bir bitki örtüsü arasından akan ve yaz aylarında suyu iyice azalan bir derenin 3-4 metre yüksekten dökülmesiyle oluşmuş. Derenin suyu buz gibi. Mayonuz yanınızdaysa eğer, şelalenin yarattığı ve derinliği 2-3 metreye bulan gölcükte yüzebilir, bunaltıcı sıcağın etkisinden kısa bir süre de olsa kurtulabilirsiniz. Çevrede ve şelalenin yanıbaşında çardak lokantalar var. Köylü kadınların oracıkta pişirdikleri gözleme ve ayran, soğuk duş ardından iyi gelecek. Dilerseniz alabalık ve tavuk ta ısmarlayabilirsiniz.

Zaman ayırabilirseniz dere boyunca ve vadinin içerisine doğru yürüyüş yapabilirsiniz. Ama sık bitki örtüsünün zaman zaman yürüyüşü zorlaştırdığını unutmayın.

TURGUT

Bayır’a 9 km uzaklıktaki Turgut, turizm sayesinde gelişmeye başlamış bir köy. Marmaris çevresindeki en büyük halı satış mağazaları Turgut girişindedir. Turistlerin gruplar halinde gelip alışveriş ettikleri halı ve hediyelik eşya mağazaları, köyde büyük bir canlılık yaratmış. Turgut girişinde eli yüzü düzgün çok sayıda lokanta da hizmet veriyor.

Turgut köyünün koyunda antik çağ kalıntıları göze çarpıyor. Kalıntılar kıyıda bir bahçe duvarında, biraz içeride ise Ygeia kutsal alanını çevrelediği düşünülen temenos duvarında izlenebiliyor. Ve bu kalıntıların Hygassos antik kentçiğine ait olduğu sanılıyor.

ORHANİYE, KIZKUMU

Orhaniye Turgut’tan sadece 2,5 km uzaklıkta. Turgut’tan sonra yol ikiye ayrılıyor. Orhaniye için sağa, Selimiye için sola devam etmek gerekiyor.

Hisarönü körfezinin kıyısındaki en önemli turizm merkezlerinden biri, Orhaniye’dir. Hisarönü körfezine gelen yatlar Orhaniye’de mutlaka gecelerler.

Orhaniye’de deniz her zaman çarşaf gibidir. Çevresindeki çam ormanının rengi suya vurmuş, deniz sadece buraya özgü bir renge sahip olmuştur. Çevre o kadar sakindir ki, kendinizi suya bıraktığınızda yüzerken çıkardığınız sesten başka bir şey duymazsınız.

Bu arada denizin ortasında yürüyen insanlar dikkatinizi çekecek. Şaşıracaksınız. Kumul hareketleri sonucunda karadan başlayıp koyu ikiye bölen bir sığlık oluşmuş. Yaklaşık 600 metrelik şeride Kızkumu deniyor. Bir de efsanesi var. “Sevgilisine ulaşmak isteyen kız eteğine kum koymuş ve denizi doldurarak ilerlemiş. Ama kum yetmemiş ve kızcağız boğulmuş.”

Koyun ortasında bir ada ve adanın tepesinde de kale kalıntıları var. Kalenin bölgede kurulu Baybassos antik kentine ait olduğu sanılıyor. Kayık tutarak adaya, patika yolu izleyerek tepedeki kale kalıntılarına kadar çıkabilirsiniz. Manzara harikadır. Yorgunluğunuza değecek.

Kaleye Turgut köyündeki şelaleden kemerler ve su altına döşedikleri borular aracılığıyla su getirmiş Baybasos’lular. Birleşik kaplar kuralından yararlanmışlar.

Orhaniye’den Hisarönü körfezine tekne turu da düzenleniyor. Selimiye, Hisarönü ve İnbükü gibi koylar ve Dişlice adasında mola veriliyor. Öğle yemeği dahil tur akşama kadar sürüyor. Hisarönü körfezine hakim bir tepede kurulu Robinson Club Maris otelin hemen karşısındaki Dişlice adası, küçük kanyonları ve kaya yapısıyla ilgi çekiyor.

Orhaniye koyu girişinde, Keçi Bükü mevkiinde bulunan ve yatların yaz kış konakladıkları ve bakımlarının yapıldığı Martı Marina ve Otel tesislerinin yanında manastır kalıntıları var. Bahçesindeki mozaikler görmeye değer.

Orhaniye’den Hisarönü’ne ve Marmaris-Datça yoluna çıkmak da mümkün. Orhaniye-Hisarönü arası sadece 3.5 km. Yol geniş ve asfalt.

nerede kalinir?

Orhaniye’de konaklanabilecek motel ve pansiyonlar da var.

Orhaniye’den kıyı boyu asfalt yolu izleyerek Bozburun’a yöneliyoruz. Yol geniş ve asfalt. Orhaniye’den 10, Turgut ayrımından 7 km sonra Selimiye’deyiz. Selimiye de Bodrum-Marmaris arasında seyreden mavi yolculuk teknelerinin uğrak yerlerinden biri.

Köy yeşillikler içinde. Deniz suyu temiz ve genellikle durgun ama öyle aman aman bir kumsalı yok. İskele kenarında toplanmış küçük lokantalar genellikle teknelere hizmet veriyor. Sonsuz bir sükunet hakim çevreye. Kalabalıktan uzak tatil yapmak isteyenlere duyurulur.

Selimiye çevresinde tarihi kalıntılara da rastlanıyor. Antik adı Hydas olan Selimiye çevresinde üç kale kalıntısı var. Biri Selimiye’nin en yüksek tepesinde, diğeri Sarıkaya tepesinde, sonuncusu ise Kızılköy mahallesindeki Aşarkale. Koyun güneydoğu tepelerindeki Helenistik dönem sur kalıntıları ziyaret ediliyor. Kıyıdan 100 metre açıkta Selimiye’ye yaklaşan teknelere yol göstermek amacıyla inşa edilmiş gözetleme burcu, deniz feneri, manastır ve tiyatro kentin görülmeye değer diğer kalıntıları. Bölgedeki batıklardan çıkarılan kalıntılar ise Bodrum Sualtı Müzesi’nde sergileniyor.

Fırtınalı havalarda teknelerin sığındığı doğal liman olan Selimiye koyunda plaj arıyorsanız eğer, iki km ötedeki pırıl pırıl kumlu “sığ liman”a gidebilirsiniz.

ne yenir?

Selimiye’de yatların demirledikleri iskele çevresinde çok sayıda lokanta var. Balık bol. Türüne göre ister ızgara, isterseniz buğlama yapılıyor. Has zeytinyağı ve defne yaprağı buğlamaya ayrı bir tat katıyor. Kabak çiçeği dolması, Güney Ege’nin spesiyalitesi.

KAMELYA VE DİŞLİCE ADALARINA TEKNE TURU

Selimiye’den çevre koylara ve adalara günübirlik tekne turları da yapılıyor. Tıpkı Orhaniye’den olduğu gibi.45 dakikalık yolculukta ilk durak Kamelya adası. Sahilde, kolaylıkla tırmanılabilecek yükseklikte bir manastır var. Siyah, beyaz, gri deniz taşlarından döşenerek yapılmış mozaik manastır tabanını süslüyor.

Bir diğer uğrak yeri ise, Orhaniye’den çıkış yapan teknelerin de uğradığı Dişlice adası. Robinson Club Maris otelinin hemen karşısındaki ada, anıtlaşmış volkanik kaya görüntülerine sahip. Kayalar o kadar girintili çıkıntılı ki, beraber olmak için yer arayan aşıklar için çok sayıda uygun köşe bulunduğu için “aşk adası” da deniyor. Adanın Bencik koyuna bakan arka yüzü ise minik plajlara sahip.

BOZBURUN

Bozburun’u, daha çok yatçılar tanıyor. Turizm bakımından bölgenin en bakir yerlerinden biridir. Sakin bir tatil isteyenlere önerilir. Büyük tesisler yok. Küçük ama kaliteli tesisler bulabilirsiniz. Sömbeki körfezinin koylarından birinde yer alır. Çevre, Marmaris’in diğer bölgelerine göre alışılmadık ölçüde çıplaktır. PTT’si, küçük otelleri, pansiyonları, iyi balıkçı lokantaları vardır. En iyi guletlerin burada yapıldığını söylüyorlar. Her yıl Ekim sonunda Uluslar arası Bozburun Gulet Festivali ve gulet yarışları yapılıyor. Çevresinde tekneyle ulaşılabilecek çok sayıda sakin koy bulunmaktadır. (Ayrıntı için Mavi yolculuk sayfalarına bakınız)

Bozburun yakınlarında Asar Tepesi üzerinde Larymna yerleşiminin pek önemli olmayan kalıntıları bulunur. Tepeye çıkış yaklaşık 45 dakika sürer. Sur parçaları, mezar kalıntıları çevreye dağılmıştır. Tepeden Bozburun güzel görünür.

nasil gidilir?

Marmaris’ten Bozburun’a iki ayrı yoldan gidilebilir.

Toplam 45 km tutan ilk seçenek için Datça yoluna girip, Hisarönü sapağından ayrılarak ve sahil yolunu izlemek gerekiyor. Yolun Selimiye’ye kadar olan kısmı asfalt, kalan kısmı ise toprak . Bu kesimde genişletme çalışmaları sürüyordu geçen yaz.

Bozburun’a ayrıca, İçmeler-Bayır üzerinden güneye yönelerek de ulaşabilirsiniz.
Bayır’dan sonra 24 km tutan virajlı yolun söğüt köyüne kadar olan bölümü asfaltlandı. Kalan kısmı ise toprak.
Bozburun Marmaris arası düzenli minibüs seferleri var.

Söğüt köyüne Bozburun’dan ya da Bayır köyünden ulaşılabilir.
Söğüt köyü, Bozburun yarımadasının uç ve biraz da sapa noktasında. Bu nedenle turizm trafiğinin önemli ölçüde dışında kalmış.
Buna rağmen köy çarşısı oldukça canlı. Köylüler turizmin bilincinde, yardımcı olmaya çalışıyorlar, ilgi gösteriyorlar.

Söğüt köyünün 1 km güneybatısında, okulun biraz arkasındaki tepecik üzerinde Thyssanos yerleşimi kalıntıları vardır. Kazı yapılmamış antik yerleşimde kalıntılar birkaç duvar parçasından, temel izlerinden ve tepenin arka yüzündeki duvar kalıntılarından ibaret.

Söğüt köyü denizden içeride kalıyor. Söğüt’ün denize açılan kapısı ise Saranda koyu. Söğüt’e 3 km uzaklıktaki Saranda’ya toprak yolla ulaşılıyor. Saranda’ya inişte sizi etkileyici bir manzara karşılayacak. Sömbeki körfezi ve yeşillikler içinde Saranda koyu ayaklarınızın altında. İleride ve sisler içindeki büyük ada ise Yunanistan’ın Sömbeki (Simi) Adası. Özellikle günbatımında bu manzarayı doyasıya seyredin.

ne yenir, nerede kalinir?

Saranda henüz keşfedilmemiş nadir yerler arasında. İskele çevresinde lokantalar bulunuyor.
Fiyatları oldukça uygun. Deniz ürünleri yanında köyde yetişen ürünlerden hazırlanan mezeler de lezzetli. konforsuz ama temiz.

Söğüt’ten Taşlıca’ya yol yaklaşık 5 km. Aracınız stabilize yolu aşmakta güçlük çekmeyecek.

Bir Karya kenti olan Phoinix’in kalıntıları Taşlıca’nın 4 km dışında, Asar Tepesi üzerinde ve çevresindedir. Köy ile antik yerleşim arasında, muhtemelen antik döneme ait patika yolda önce mezarlarla karşılaşılır. Taşlıca ile Asar tepenin aşağı yukarı ortalarında, çukurda kentin agorası, tepeye çıkarken oldukça iyi durumdaki bir yapı kalıntısı ve ardından kentin ana nekropolisi(mezarlar) görülür.

Kentin akropolisi Asar Tepededir. Tepede kalıntılardan çok, çevreye hakim manzara çekicidir. Bir yanda deniz, bir yanda Taşlıca köyü, öte yanda 1950’lerde terkedilip Taşlıca’ya yerleşenlerin yaşadığı Sindili köyünün boş ve yıkılmaya yüz tutmuş evleri, güneybatıda yaklaşık 6 km ileride Serçe limanı yakınında Taşlıca’ya bağlı Aziziye mahallesi görülür tepeden.

BOZUKKALE (LORYMA)

Marmaris’ten Bodrum’a giden teknelerin konakladığı Bozukkale ve Loryma antik kent kalıntılarına karadan ulaşmak isterseniz eğer, Söğüt’ten Taşlıca’ya kadar arabayla gitmek sonra da yürümek zorundasınız.

Bozukkale körfezi, rüzgara karşı korunaklı konumuyla bugün mavi yolculuk teknelerinin ve yatların en önemli durak noktalarındandır. Körfez tarihte de bu konumu nedeniyle stratejik öneme sahipti.

MÖ 1412 yılında Atino donanması burada konaklamış, MÖ 395’te Knidos deniz savaşı öncesinden burada toparlanmıştı. Koyda bugün mavi yolculuk tekneleri ve yatlara hizmet veren üç lokanta bulunmaktadır.

Loryma Antik kent kalıntıları koyun giriş noktasında, körfeze hakim konumdaki tepenin üzerindedir. Kentten bugüne ulaşan en önemli kalıntı 120 metre uzunlukta ve 10 metre genişlikte ve oldukça iyi durumdaki kaledir. Kale körfez girişini korumak için yapılmış ve zamanla tahkim edilmiş. Körfezin kuzeyine düşen ve tırmanması oldukça zor olan bir tepe üzerinde bir antik çağ kalesi daha olduğunu not edelim.

HİSARÖNÜ

Dar ve virajlı bir yol olan ve bir ara epeyce yükselen Marmaris-Datça yolunun en keyifli tarafı, bir yanda Hisarönü, öte yanda Gökova körfezinin ayaklar altına serildiği manzaraya sahip olmasıdır.

Birazdan aşağı inecek ve birbirinden güzel koylara girme fırsatı bulacaksınız.

Datça yolunun 22. km’sinden sola, Bozburun yoluna girdiğinizde bir km sonra Hisarönü köyü’ne çıkacaksınız. Hisarönü, kendi adıyla anılan körfezin uç noktasındadır. Köy ana yoldan biraz içeridedir. Denizi sığ, kumu kiremit rengi olan Hisarönü, Marmaris’in kalabalığından uzak sakin bir tatil geçirmek isteyenlerin seçeneklerinden birini oluşturuyor.

Hisarönünün her zaman esintili nemsiz havası ve temiz suyunun astım ve kalp rahatsızlıkları olanlara iyi geldiği biliniyor.

Köyle körfez arasında Eren dağı üzerindeki Pazarlık (ya da Gavur Pazarı) adı verilen düzlükte Kastabos adlı bir tapınak kentçiğinin kalıntıları göze çarpıyor. Kalıntılar Hemithea tapınağına ait. Antik çağ tarihçisi Sicilyalı Diodoros Apollon tarafından bu bölgeye getirilmiş Molpadia(şarkıcı) adlı kadına Hemithea(yarı tanrıça) adı altında tapınıldığını ve onun için bir tapınak yapıldığını, tapınağın ününün uzun süre devam ettiğini anlatır.

Kastabos kentçiği Baybassos antik kentine bağlıydı. Baybassos kenti ise tapınağın 1-2 km kuzeyinde, Marmaris-Bozburun yolu ile deniz arasındaki tepenin üstünde ve yamaçlarında izlenebilir. Tepedeki ortaçağ kalesi iyi durumdadır.

Hisarönü’nden çevreye tekne turları organize ediliyor. Tekneler İnbükü (Emel Sayın) koyuna, Kartal Koyu’na, Tavşan adası ve Bencik limanına uğruyorlar.

BÖRDÜBET KOYU

Marmaris-Datça yolunun 29. Km’sinden sağa bir toprak yola gireceksiniz. Bu yol sizi Gökova Körfezi’ne, körfezin eşsiz köşelerinden biri olan Bördübet Koyu’na götürecek. Yolda hemen aracınızı bir kenara çekip denize girmeye davet eden küçük koylar göreceksiniz. Ama bunları geçebilirsiniz. Biraz sabrederseniz çok daha güzel yerlere ulaşacaksınız. Yol 9 Km. sürüyor. Yolda ilginç trafik işaretleri göreceksiniz: “Radar kontrol max 120 km.” yazıyor mesela, siz eğri büğrü yolda 20 km. hızla ilerlerken. Sonra U dönüşü yapılamayacağını belirten bir başka işaret. Her kilometrede esprili bir levha ile ilerliyorsunuz. Sonunda da bir tabela “The End”. Bördübet Koyu’ndasınız.

Bördübet Koyu, çevredeki en güzel ve bakir koylardan biri. Sadece bir kamping ve otel var. Bu tesisler de çevreye çok duyarlı kişilerce yönetiliyor.

Amazon Kamping yatçılara da servis hizmeti veriyor. Başı sıkışan denizcilere acil yardım için hazırlar. Telsiz kodu: “Amazon” 16. kanal. Günübirlik gidenler de yemek servisinden yararlanabilirler.

Koy ve çevresi 1. derecede doğal SİT, her türlü yapılaşma yasak.

Dileriz birileri biryerlerinden delmezler de böyle kalır. Denizden dere gibi bir koy giriyor içerilere, izliyorsunuz gerçekten dere oluyor sonunda. Yatlar biraz içerilere, daha küçük tekneler derenin tâ içlerine kadar girebiliyorlar. Doğal bir liman, fırtınalarda güvenli bir sığınak.

Çevredeki yamaçlar orman, yürüyüş yapmak isterseniz sadece kuş sesleri duyacağınız patikalara girin.

ÇUBUCAK VE İNBÜKÜ ORMAN KAMPLARI

Marmaris’ten Datça’ya giderken 20. km’de Çubucak Orman İçi Dinlenme Yeri, 23. km’de solunuzda göreceğiniz derin bir yarın altında çamlar içinde güzel bir koy (Girişi biraz ileride ve otomobille sahile kadar inilebiliyor.) 28. Km’de de gene bir orman içi dinlenme yeri olan İnbükü’nü göreceksiniz. Temiz havalı, nisbeten serin ve denizi pırıl pırıl bu koylar otomobiliyle Datça’ya gidenler için uğranılabilecek güzel yerler.

Yanınıza kumanyanızı alıp gürültüden, kalabalıktan uzak bir gün de geçirebilirsiniz. İnbükü’nde orman kampında bir şeyler yiyebileceğiniz bir büfe de var. Özellikle İnegöl köftesi tavsiye olunur. Tavuk, balık ve et de yiyebilirsiniz. Hepsi odun ateşinde pişiriliyor ve ayrı bir lezzet kazanıyor.

Kampa girişte kişi ve araç için küçük bir para ödeyeceksiniz. Halkın Emel Sayın koyu adını verdiği koyda karavan veya çadırla kamp yapmak da mümkün. Sabahları da çevreye günübirlik gezi yapan motorlara binebilirsiniz. Gezi 10.00’da başlayıp 18.00’de sona eriyor. Kumanyalı veya kumanyasız olarak istediğiniz gibi katılabiliyorsunuz

BENCİK LİMANİ

Hisarönü körfezinin yatlar için en tercih edilen koylarından biri olan Bencik limanı Datça yarımadasının en dar noktasını oluşturuyor. Bir taraf Hisarönü, diğer taraf Gökova körfezi. Bencik limanından çıkıp yaklaşık 20 dakikalık yürüyüşle Bördübet koyu girişine çıkabilirsiniz.

Datça yolunun bundan sonraki kısmında yeşillik azalıyor. O kesif çam ormanından çıkılıyor, çevre çıplaklaşıyor. Ama deniz inadına temiz, sahil inadına güzel.
ÖNEMLİ TELEFONLAR

-Yangın 110
-Acil Servis 112
-Polis İmdat 155
-Orman Yangını 177
-Kaymakamlık (0 252) 412 10 01
-Belediye Başkanlığı (0 252) 412 33 04
-Turizm Danışma (0 252) 412 10 35
-Marmaris Müzesi (0 252) 412 14 99
-İlçe Emniyet Müdürlüğü (0 252) 412 18 72
-İlçe Jandarma Komutanlığı (0 252) 413 22 27
-Devlet Hastanesi (0 252) 412 10 29
-Ahu Hetman Hastanesi (0 252) 413 14 15
-Sahil Güvenlik Komutanlığı (0 252) 412 77 22
-Gümrük Müdürlüğü (0 252) 412 03 03
-Marmaris TÜRSAB BYK (0 252) 412 04 02
-GETOB Başkanlığı (0 252) 412 83 80
-Liman Başkanlığı (0 252) 412 10 13
-İçmeler Belediye Başkanlığı (0 252) 455 36 95
-Turunç Belediye Başkanlığı (0 252) 476 79 40
-İçmeler Sağlık Ocağı (0 252) 455 36 98
-Turunç Sağlık Ocağı (0 252) 476 70 16

ULAŞIM

Marmaris’e karadan ulaşım İstanbul,İzmir,Denizli,Muğla ve Antalya’dan düzenli otobüs seferleri ile yapılmaktadır.

Uçakla gelecekler için en yakın havaalanı Dalaman’dır.(90km) Bodrum-Milas Havalimanı ise 140km uzaklıktadır.

MARMARİS-RODOS

Yeni alınan katamaranla 3.5 saate gidilen Rodos’a yolculuk 50 dakikaya indi.

Marmaris’ten, Mayıs-Ekim ayları arasında Pazar hariç her gün, Kasım-Nisan ayları arasında Salı-Cuma günleri Rodos’a feribot seferleri mevcut.

Feribot-Motor Seferleri

Kış aylarında: Hareket: 09:30, Varış:12.00
Yaz aylarında Hareket: 08;30, Varış: 11,00
NOT: Kış ve yaz sezonu seferleri için bir gün önceden rezervasyon yaptırılmalıdır.Yaz sezonunda ilave sefer konulabilmektedir.

Deniz Otobüsü Seferleri

Kış aylarında: Hareket: 09:00, Varış: 12.00
Yaz aylarında: Hareket:16.00, Varış.16,50
NOT:0-4 yaş grubu ücretsiz olup,sadece Liman Vergisi alınır.5-12 yaş grubu %50 indirimlidir.

Ücretlere Türk Liman Vergileri dahil olup, 0-6yaş grubuna uygulanmaz.

RODOS-MARMARİS

Feribot Kalkış: 09.00 varış: 11.30
Deniz Otobüsü Kalkış: 09.00 varış: 09.50

MARMARİS MUTFAĞI

Bol çeşidi ve rekabet seviyesi yüksek balı ünlü Marmaris’in.

Marmaris’te deniz ürünleriı, fastfood, Türk ve dünya mutfakları(Çin,İtalyan,İngiliz,Alman ve Hint restoranları) üzerine uzmanlaşmış lokantalar için bol seçenek vardır.

Balık iskele ve yat limanı çevresindeki lokantalarda, İcmeler’de, Çiftlik, Orhaniye, Selimiye, Bozburun ve Söğüt Saranda mahallesinde, Türk mutfağının çeşitleri Çarşı çevresinde, uluslar arası mutfak, pizza çeşitleri merkez, Armutalan ve İçmeler’de, köy mutfağı, gözleme, mantı çeşitleri Bayır, Çiftlik, Turgut, Orhaniye çevresindeki yol üstü ve deniz kenarı lokantalarında yenir. Otellerin açık büfeleri de zengindir.